MEZURANIN GÜCÜ

MEZURANIN GÜCÜ

Elinize bir mezura alın ve bel çevrenizi ölçün.

Yapılan araştırmalar bireylerin kilolarından bağımsız olarak bel çevresinin yağlı olmasının kalp hastalıkları, diyabet, yüksek tansiyon, metabolik sendrom ve daha pek çok hastalığa davetiye çıkardığını kanıtlıyor.

Bireyin kilo probleminden daha önemli bir sorun varsa o da organ çevresi – doğal olarak bel ve karın çevresi- yağlanmasıdır.

BU RAKAMLARA DİKKAT!
• Kadınlarda; bel çevresi 80 cm ‘in altında ise sağlıklı kabul ediliyor. Bu ölçü 81-89 cm aralığında ise orta riskli, 89cm ve üzeri ise riskli kabul ediliyor.
• Erkeklerde; bel çevresi 94 cm’in altında ise sağlıklı kabul ediliyor. Bu ölçü 94-102 cm arasında ise orta riskli, 102 cm ve üzeri ise riskli kabul ediliyor.
Bel kalça oranının erkeklerde 1, kadınlarda 0.8’in üzerine çıkmaması sağlık açısından oldukça önemlidir. Oran yükseldikçe sağlık açısında riskler de bir o kadar artıyor!

Doğru ölçüm için yapılması gerekenler;
• Mezura ölçümünü daima aynı kişinin yapmasına özen gösterilmeli.
• Sabahları aç karnına, tuvalete çıktıktan sonra derin bir nefes alıp vererek ölçüm yapılmalı.
• Bel ölçümü için referansın göbek deliğinin 2-3 parmak üstü olmalı.
• Ölçümü iki haftada bir ya da ayda bir tekrarlamak ve konrol altında tutmak önemlidir.

İnsülin direncinin ilk işaretlerinden biri bel çevresinin genişlemesidir.

İnsülin direnci, sağlığımıza yönelik en önemli tehditlerden biridir. Sadece diyabet (şeker hastalığı) değil, takip eden çoğu hayati tehlikeli birçok soruna yol açabiliyor. İlk sonucu KİLO FAZLALIĞI. Neticesi DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI). Süreç yalnızca şeker hastalığına yakalanmakla bitmiyor, onu tansiyon yüksekliği, kalp damar hastalığı, felçler, bellek bozuklukları, görme kayıpları, böbrek yetmezlikleri de izleyebiliyor. Tahminlere göre her 5 kişiden birinde aynı sorun var. Bu nedenle de son 10 yılda diyabete yakalananların sayısı ikiye katlandı.

PEKİ ŞİMDİ NE YAPMALIYIZ?

-Pasta, hamur işi, pirinç, beyaz ekmek gibi rafine karbonhidratlar hayatınızdan ne kadar uzak olursa o kadar iyi.
-Çiğ badem, kabak çekirdeği, fındık, ceviz gibi kuruyemişler beslenme programınızdan eksik olmasın.
-Kalori sayarak hayat geçmez; yediğiniz besinin kalitesine bakın. Doğal, işlenmemiş, vücudunuza zarar vermeyen gerçek besinler tercih edin.
-Şekerin her türlüsünden uzak durun. Buna sadece çaya katılan şeker değil; katkı maddeli ve paketli ürünler, hazır meyve suları da dahil.
-Sağlıklı bir hayatın sağlıklı bağırsaklardan geçtiğini unutmayın. Bağırsak floranızı güçlendiren, probiyotiklerden zengin besinler tüketmeye özen gösterin. Ev yapımı yoğurdun, kefirin, turşunun gücüne inanın.
-Aktif bir hayat çok önemli. Yapılan bir çalışmada, günde sadece 20 dakikalık yürüyüşlerin üst üste her gün on iki hafta süreyle tekrarlanması halinde mükemmel bir antiinsülin ilaç etkisi yaptığını gösterdi.
-Porsiyonler küçültün. İnsülin direnci ile mücadelede porsiyon büyüklüğü de çok önemli.
-Omega-3 yağlarının da insülin direnci ile mücadelede ciddi ölçüde işe yaradıkları anlaşılıyor.
-Günde 3-5 porsiyon taze sebze ve meyve tüketimi çok önemlidir.

Tüm bu saydıklarımız sağlıklı bir yaşam için, HAYAT BOYU sürdürülmelidir.

BESLENME VE DİYET UZMANI
UZM. DYT. KÜBRA KOÇ ALİOĞLU

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.