AKROMEGALİ HASTASI OLABİLİRSİNİZ
Yıllardır taktığınız yüzüğün giderek parmağınızı sıkmasına, ayakkabı numaranızın giderek büyümesine, saatinizin bileğinize dar gelmesine şaşırıyorsanız, dikkat! Bu tabloya eklem ağrıları, aşırı terleme, yüz hatlarında kabalaşma, ellerde uyuşma ve güçsüzlük eşlik ediyorsa tedavi başarısı oldukça yüksek ve Akromegali olarak bilinen nadir bir hastalıkla karşı karşıya olabilirsiniz.
En erken belirtisi, el ve ayak büyümesi…
Akromegali, vücutta aşırı miktarda büyüme hormonu bulunmasına bağlı olarak el ve ayaklarda büyüme ve yüz hatlarında kabalaşma ile kendini belli eden bir hastalık. Dünyada her 100 bin kişiden 3’ü ila 14’ünde görülüyor, ancak ülkemizdeki görülme sıklığı henüz kesin olarak bilinmiyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sema Yarman, “Çok nadiren genetik geçişli olabilen Akromegali’nin nedeni çoğunlukla hipofiz bezinin büyüme hormonu salgılayan hücrelerinden çıkan ve kanser olmayan iyi huylu bir tümördür. Bu tümörden aşırı miktarda salgılanan büyüme hormonu diyabet, yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, uyku-apne sendromu, eklem ağrısı, ellerde uyuşma ve güçsüzlük, kalın bağırsakta polip, tiroit tümörü ve çok daha nadir başka tümör oluşumlarına yol açabilir” diyor.
En erken belirti, el ve ayakta büyüme
Akromegali’nin pek çok belirtisi var. En erken rastlanan belirtilerin başında “yumuşak doku artışına bağlı el ve ayaklarda büyüme” geliyor. Diğer belirtiler ise kaş kemerlerinin öne doğru belirginleşmesi, alt çenenin öne doğru çıkması gibi yüz hatlarında kabalaşma, diş aralarının açılması, dudaklarda dolgunluk, burun ve dilde büyüme, ellerde uyuşma ve güçsüzlük, ciltte kalınlaşma ve yağlanmada artış, aşırı terleme, göğüsten süt gelmesi ve eklem ağrısı şeklinde sıralanıyor. Tümör büyüyerek çevresindeki dokulara baskı yaparsa baş ağrısına; görme sinirine (optik kiazmaya) baskı yaparsa da görmede azalmaya neden olabiliyor. Tümörün çok büyüyüp hipofiz bezinin diğer hormonları salgılayan sağlam hücrelerine baskı yapması halinde ise bu hormon eksikliklerine bağlı yorgunluk ve halsizlik, kısırlık, adet düzensizliği, erkeklerde cinsel güçte azalma ve isteksizlik gibi tablolara yol açabiliyor.
Hasta, akromegaliyi tesadüfen öğrenebiliyor
Rahatlıkla gözlemlenebilen büyüme belirtileri, hastanın günlük hayatına yansıyor. Örneğin hastanın yüzük ölçüsü ve ayakkabı numarası giderek büyüyor, yıllardır kullandığı saati kolunu sıkıyor, kaskı kafasına dar gelmeye başlıyor, diş protezi sıktığı için sıkça değiştiriliyor, ameliyat olmasına rağmen horlama ve burun tıkanıklığı devam ediyor. Endokrinolog Prof. Dr. Sema Yarman, bu belirtilerin dışında hastaların kendilerine başvurmaya nasıl karar verdiğini şöyle anlatıyor: “Hasta uzun süre görüşmediği bir tanıdığının kendisine çok değişmiş ve irileşmiş olduğunu söylediğinde bu sorunu fark edebiliyor. Bu durumda hastanın yeni ve 7-8 yıl önceki fotoğraflarını karşılaştırması işe yarayabilir. Bazen tesadüfen karşılaştığı bir Akromegali hastasından duyarak kendisi de bu hastalığı taşıdığını düşünebiliyor. Ya da ailesinde kendisi gibi sonradan irileşen ve beyin ameliyatı geçirmiş kişilerin bulunduğunu öğrenebiliyor.”
Kolaylıkla tanı konulabiliyor
30 ila 50 yaş arasında daha çok görülen Akromegalide klinik bulgular hastadan hastaya değişiyor ve çok yavaş geliştiği için hastalık yıllarca fark edilmeyebiliyor. Oysa ki tipik bulguları var ise endokrinolog tarafından kolaylıkla tanı konulabiliyor. Muayenenin ardından başta büyüme hormonu düzeyi olmak üzere bazı hormonal tetkikler daha yapılıyor ve tümörün görüntülenmesi için hipofiz MR yöntemine başvuruluyor.
Tedaviyle yaşam kalitesi iyileşiyor
Tedavi süreci çoğunlukla başarılı geçen akromegali hastalarının hem yaşam kalitesi yükseliyor hem yaşam beklentisi sağlıklı bireylerdeki gibi normale dönüyor. Tedavide ilk basamak, hipofiz ameliyatlarında deneyimli bir beyin cerrahı tarafından bulunan tümörün burundan girilerek çıkartılması oluyor. Ameliyat başarısının, tümörün büyüklüğüne ve beyin cerrahının deneyimine bağlı olduğunu belirten Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sema Yarman “Genellikle küçük tümörlerin çıkarılması büyük olanlardan daha başarılıdır. Büyük tümörlerde ise ameliyat, baş ağrısının giderilmesinde ve görme bozukluklarının ortadan kaldırılmasında oldukça etkilidir. Ancak tamamen çıkarılması mümkün olamayan çok büyük tümörlerde ameliyat sonrası ilaç veya ışın gibi ek tedaviler gerekebilir” diyor.
Çoğu kez hasta, ameliyat sonrası ilk birkaç gün içinde yumuşak doku gerilemesine bağlı olarak yüzünde incelme, el ve ayaklarında ufalma hissediyor. Tedaviyle, hormonal kontrolü sağlayarak hastalığın aktivitesini önlemek ve böylece eşlik eden diğer hastalıkları iyileştirmek hedefleniyor. Hastaya en uygun tedavi yöntemine ise bu konuda deneyimli endokrinolog karar veriyor.
Akromegali hastası sağlıklı bir hamilelik geçirebilir
Akromegali hastalarının merak ettiği sorulardan biri de gebeliğin mümkün olup olmadığı. Prof. Dr. Yarman bu konuda da şunları söylüyor: “Tümör üreme hormonu salgılayan hücrelerden hormon salınımına mani olmadıkça hasta çocuk sahibi olabilir. Ameliyattan sonra çocuk sahibi olan hastalar da vardır. Ancak, ameliyat veya ışın tedavileri çocuk sahibi olma şansını azaltabilir. Hamilelikte büyüme hormonu seviyesindeki değişiklikler olsa da genellikle normal bir hamilelik ve sağlıklı bir doğum gerçekleşir.” Gebelik planı olan hastanın bu durumunu tedavi öncesi hekimiyle mutlaka görüşmesi öneriliyor.