Bebeklerde Beslenme ve İştahsızlık
İştahsızlık yemek yeme isteğinin azalması anlamında olup, anne babaların çocuk hekimlerine ilettikleri sık yakınmalardan birisidir. Burada önemli olan ve ayırt edilmesi gereken iştahsız olduğu söylenen çocuğun gerçekten iştahsız olup olmadığıdır.
Normal çocuklarda iştahsızlık sıklığı %25-40 arasında olup, gelişme geriliği olanlarda bu sıklık %90’lere kadar çıkmaktadır. Annelerin eğitim durumunun bebek beslenmesi konusunda anneye söylenenleri hayata geçirmede pozitif etkili olduğu saptanmıştır. Yine anne sütü konusunda eğitim verilen annelerin ilk 6 ayda bebeklerini anne sütü ile beslemede daha başarılı oldukları, bebeklerini ek besinlere alıştırırken de sorun yaşamadıkları görülmüştür. İştahsızlığın çocuklar için en önemli sonucu büyümenin olumsuz yönde etkilenmesidir.
İştah yani yeme isteği vücutta birçok sistem tarafından düzenlenmektedir. Sindirim sistemi, beyin, böbrek üstü bezleri ve pankreas bezi açlık ve tokluğun düzenlenmesinde rol oynamaktadır. Yemek yeme sonrasında midede oluşan gerginlik birtakım hormonlar aracılığı ile beyini etkileyerek tokluk hissi yaratmakta, mideden salınan Ghrelin hormonu ise beyindeki bazı merkezleri uyararak açlık hissi oluşmasını sağlamaktadır. Çocuğun gelişimsel özellikleri, anne-bebek etkileşimi, sosyal faktörler iştah üzerine etkili olmaktadır.
Bebeklerde iştahsızlık
İlk 6 ayda bebeklere sadece anne sütü verilmeli, ek gıdalara 6. aydan sonra başlanmalıdır. Genellikle bebeklerde ilk 6 aylık dönemde (sadece anne sütü aldıkları dönemde) iştahsızlık görülmemektedir. Eğer anne sütü yetersizliği söz konusu ise bebeğin beslenmesi formül mamalarla desteklenmelidir.
Bebeğin büyüme hızı aylık kontrollerde takip edilir. İlk 6 ayda büyüme daha hızlı iken, 6 aydan sonra bebeğin büyüme hızında ve iştahında azalma olur. Bu tamamen normal bir durumdur ve anne babalar bu konuda endişelenmemelidir.
Ek gıdaya geçiş için 6 ay sonrası uygun
Ek gıdalara geçiş dönemi sabır isteyen zorlu bir süreçtir. Bebekler anne sütü dışındaki meyve sebze ve tahıl gibi ek gıdaların tadına alışmakta zorluk çekebilir ve yemede isteksizlik gösterebilirler. Bu dönemde bebeklerin iştahına saygılı olunmalıdır.
Ek gıdalar bebek hasta olmadığı, aç olduğu ve neşeli olduğu dönemde denenmelidir. Bebeklerin bazı besinlere ancak 10-15 denemeden sonra alışabildikleri görülmüştür.
Bebeklerde ek gıdaya geçiş için en uygun zaman; tamamen bebeğin nörolojik ve motor fonksiyonları ile ilgili olup, oturabildiği, elleri ile masadaki yiyeceklere uzanabildiği 6. ay sonrasıdır. Bu dönemde bebekler mama sandalyesi ile aile sofrasına oturtulmalı ve eliyle uygun besin ögelerini yemeyi denemesine izin verilmelidir. Bebek bu dönemde anneye bağımlıdır. Bu evrede bebekler aç, tok olduğunu belirtmeye çalışır. Beğenmediği besin verilmek istendiğinde; başını çevirerek, ağlayarak, öğürerek o besini istemediğini belirtmeye çalışır. Bu iştahsızlık değildir. Çocuğun anneye bağımlı olduğu bu dönemde duygusal ihtiyaçlarının karşılanması bebeğin beslenmesini olumlu etkiler.
Çocuklarda iştahsızlık
İştahsız çocuklarda iştahsızlık nedenleri ve çeşitleri: yemek seçici çocuklar, yutma-çiğneme sorunu olan çocuklar, yavaş çiğneyenler, çabuk doyanlar, primer hastalığa bağlı iştahsızlığı olanlar olarak sınıflanabilir.
Seçici ve az yiyen çocuklar yemek yeme yerine süt ve meyve suyu içmeyi tercih ederler. Yüksek kalorili bu içecekleri içen çocuklar tokluk hissinden dolayı diğer besinleri reddeder. İştahsız çocukların ailelerinin çocuklarının beslenmesine yeterince zaman ayırmadıkları saptanmıştır.
İştahı olumlu etkileyen en önemli faktörün annenin eğitim düzeyi olduğunu tekrar vurgulamak gerekir. Eğitimli anne bebeklerinin emzirmeye başlama ve emzirmeyi daha uzun süre devam ettirmede daha başarılı oldukları, bu bebeklerin daha çok meyve tükettiği, zararlı yiyeceklere daha az alıştığı görülmüştür. Erken kreşe başlatılan çocuklar ise zararlı yiyeceklere daha erken dönemde alışmaktadır. Anne yaşı ne kadar fazla ise tecrübesi de artmakta ve bebeğin beslenmesini ve iştahını olumlu etkilemektedir.
Bebekleri televizyon izlerken beslemeye çalışmak beslenme kontrolünün bozulmasına ve iştah kaybına neden olurken, aktivite ve egzersiz iştaha olumlu etki eder.
İştahsızlık başka belirtilerle birlikte varsa araştırılmalı
İştahsız olduğu söylenen bir çocukta büyüme ve gelişme geriliği varsa altta yatan ciddi bir sebebin olup olmadığı araştırılmalıdır. Çocuklarda enfeksiyon hastalıkları iştahı azaltır. Gastrit, ülser, reflü, kabızlık gibi sindirim sitemi hastalıkları, karaciğer hastalıkları, kalp, böbrek, akciğer hastalıkları iştahta azalmaya neden olur. Ayrıca tüberküloz, kanser gibi malign hastalıklar, hipotiroidi de iştahta azalmaya neden olur. Bu hastalıklardan herhangi birine ait belirti varsa araştırma derinleştirilir ve altta yatan hastalık tedavi edilir.
Demir eksikliği anemisi iştahsızlığa neden olur ve demir eksikliği düzeltilirse iştahsızlık düzelir. Vitamin eksikliği olmadığı halde iştahsızlık için kullanılan multivitaminler iştahsızlık üzerine herhangi bir etki göstermez.
Ebeveynler neler yapabilir?
İştahsız çocuğun izleminde ailelere yararlı olacak öneriler şöyle özetlenebilir:
- Meyve suyu, süt, çay, kola gibi içeceklerin çocuğa verilmesi sınırlandırılmalı ve bu içecekler öğün öncesinde, öğünde verilmemelidir.
- Öğünler çocukların istekleri, öncelikleri göz önüne alınarak hazırlanmalı ve çocuğun kendinin yemesine izin verilmelidir.
- Öğün sırasında çocuğa sunulan besin reddedilirse o anda ısrarcı olunmamalı, başka seçenekler sunulmalı, fakat reddedilen besin belirli aralıklarla tekrar tekrar çocuğa sunulmalıdır.
- Çocuğun öğün saatleri düzenli olmalı, aile bireyleri ile birlikte masaya oturtulmalı, kendinin yemesine izin verilmelidir. Öğün aralarında iştahı azaltacak şeker, çikolata gibi yiyecekler, hazır meyve suyu, kola gibi içecekler verilmemelidir.
- Çocuğun tabağı ilgisini çekecek şekilde süslenmiş olmalıdır.
- Yemek sırasında televizyon kapalı olmalıdır.
- Çocuğun kalabalık ile yemek yemesi iştahını olumlu etkiler.
- İştahsız çocuklara gereksiz yere multivitamin verilmemelidir.
- İştahsız çocukların öğün sıklığı artırılmalı, öğün içerikleri zenginleştirilmelidir.
- İştahsız çocukların ailelerine ve bakıcılarına eğitim verilerek yaptıkları yanlışları düzeltmeleri sağlanmalıdır.